
Ateşböcekleri
genellikle kısa aralıklarla yanıp sönen bir ışık
saçar;
bu ışığın yanıp sönme ritmi, erkek ile dişinin buluşmasını
sağlayan işaret sisteminin bir parçası ve ateşböceklerini öbür
ışık saçan böceklerden ayırt eden bir özelliktir. Işık
saçmasının hızı, sıklığı ve dişinin erkeğe yanıt
vermesinden önce geçen süre özel anlamlar taşır. Bazı uzmanlar
bu parıltının ayrıca bir savunma mekanizması olduğunu ve
saldırgana ateşböceğinin acımsı tadını anımsattığını öne
sürerler. Oysa, bu önleme karşın, bazı kurbağalar
o
kadar çok ateşböceği yer ki, sonunda kendileri de ışık saçmaya
başlar.
Işık
organları karın bölümünün son kısmında bulunur. Saydam bir
kütikula
tabakası
ile örtülüdür. İç kısmı fotojenik hücreler ve otomobil
farları gibi ışığı yansıtıcı bir tabakadan müteşekkildir.
Işık organında üretilen yağa benzer Lüsiferin
maddesi
Lüsiferinaz
enziminin
katalizörlüğünde kademeli
olarak oksijenle
yakılır.
Bu kimyasal olayda ışık meydana gelir. Hava oksijeninin kontrollü
tüketimine bağlı olarak ışık zaman zaman yanıp söner. Bu
yanıp sönmeler eşlerin birbiriyle haberleşmesini sağlar. Ateş
böceğinin ürettiği ışık, yavaş yavaş meydana gelen
oksitlenme sonucu kimyasal enerjinin ışığa dönüşmesidir.
Tayland'da
geceleri nehir kıyısındaki Ton
Lampoo ağaçlarını
saran ateş böcekleri bir dakikada 120 defa parıldayıp
söndüklerinden ortalık yarım saniye aralıklarla şimşek çakmış
gibi aydınlanır ve ardından zifiri karanlığa boğulur.
Jamaika'da
ateş böcekleri o kadar parlak ve ışıklıdır ki, dallarda
toplandıkları zaman beş yüz metre uzaktan ağaçlar alevler
içinde yanıyormuş hissini verir.

e-posta: hayvanlarindogasi66@hotmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder