1 Aralık 2014 Pazartesi

Andromeda-Samanyolu Çarpışması

Andromeda-Samanyolu çarpışması, Yerel Grup bünyesinde bulunan Andromeda ile Dünya'yı da içinde barındıran Samanyolu gökadalarının yaklaşık 4 milyar yıl içerisinde çarpışacaklarının öngörüldüğü galaksi çarpışmasıdır.

Yıldız çarpışmaları

Andromeda yaklaşık 1 trilyon (1012) Samanyolu da yaklaşık 300 milyar (3x1011) yıldızı bünyesinde bulundurmaktadır. Fakat yıldızların aralarındaki mesafe çok büyük olduğundan iki yıldızın çarpışma ihtimali ihmal edilebilir düzeydedir. Örneğin Güneş'e en yakın olan yıldız Proxima Centauri ile Güneş arasındaki uzaklık yaklaşık 3x107 solar çap (4x1013 km ya da 4,2 Iy) kadardır. Eğer Güneş Paris'te bir ping pong topu olsaydı Proxima'nın da değeri Berlin'de bir bezelye tanesi olurdu ve ayrıca galaksinin genişliği Dünya ile Mars arasındaki mesafenin yaklaşık üçte biri yani yaklaşık 12 milyon mil (19 milyon km) olurdu.
Gökadanın merkezinde yıldızlar daha yoğundur (1,6x1011 km) fakat buna rağmen aralarında yaklaşık 3,2 km mesafe bulunan ping pong toplarından farkları yoktur. Bu yüzden iki yıldızın çarpışması pek olası değildir.

Kesinlik

2012 yılına dek bir çarpışma olup olmayacağını söylemenin bir yolu yoktu. Araştırmacılar, Hubble Uzay Teleskobu'yla Andromeda'nın 2002 ile 2010 yılları arasındaki hareketini özenle inceledikten sonra iki galaksinin kesinlikle çarpışacakları sonucuna varmışlardır. Bu ölçümden önce Andromeda'nın Samanyolu'na göre olan dikeyhızı, galaksideki yıldızların spektral hatlarının Doppler etkisi incelenerek ölçülebiliyordu fakat enine hızı direkt olarak ölçülemiyordu. Bu yüzden 120 km/sn ile Samanyolu'na yaklaştığı bilinen Andromeda'nın çarpacağını ya da ıskalayacağını söylemek mümkün değildi. En yakın dolaylı ölçümler enine hızın saniyede 100 km'den az olduğunu göstermekte ve bu da galaksilerin, gerçek halkaları çarpışmasa da, karanlık madde halelerinin çarpışacağını ortaya koymaktaydı.
Uzay Teleskop Bilim Enstitüsü'nden Frank Summers; Case Western Reserve University'den Profesör Chris Mihos ve Harvard Üniversitesi'nden Lars Hernquist'in çalışmalarına dayanarak öngörülen olayın bilgisayar ortamında görüntüsünü oluşturmuştur.
Bu tür çarpışmalar oldukça yaygındır. Örneğin Andromeda'nın geçmişte en azından bir galaksi ve günümüzde de Samanyolu'yla birleşmekte olan Yay Eliptik Cüce Gökadası gibi birkaç cüce galaksi ile etkileştiği düşünülmektedir.

Güneş Sistemi'nin akıbeti

Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi'nden iki bilim insanı, çarpışmanın gerçekleşme vaktinin ve hatta gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinin Andromeda'nın enine hızına bağlı olduğunu söylediler.Günümüzdeki hesaplamalara göre bilim insanları, galaksiler birleştiğinde solar sistemin %50 ihtimalle galaksinin çekirdeğine olan uzaklığının üç katı dışarı savrulacağını öngörmüşlerdir. Ayrıca solar sistemin %12 ihtimalle etkileşim gerçekleşirkenki herhangi bir anda yeni galaksinin dışına fırlayacağını tahmin etmişlerdir.
Yaklaşık 1,4 milyar yıl sonra, yani iki galaksi çarpışmadan çok önce, Güneş'in kademeli olarak artan parlaklığından ötürü Dünya üzerinde su kalmayacaktır. Bu da iki galaksi etkileşmeye başladığında Dünya'nın çoktan yaşanamayacak bir yer olacağı anlamına gelmektedir.

e-posta: hayvanlarindogasi66@hotmail.com


Etkileşen Galaksi

Bir gökada kümesinde bulunan gökadalar arasındaki etkileşimler nisbeten sıklık göstermekte olup, evrimlerinde önemli bir rol oynarlar. Etkileşime geçmiş iki gökada çarpışmasa da “gelgit etkileşimleri”nden dolayı hem birtakım eğrilip bükülme deformasyonlarına uğrar, hem de aralarında bir miktar gaz ve toz alışverişi olur. İki gökada arasında çarpışma, birbirlerinin tam üzerine geldikleri ve birleşmelerine imkân tanımayacak ölçüde bir devim niceliğine sahip oldukları zaman meydana gelir. Bu denli etkileşime girmiş gökadalardaki yıldızlar, birbirleriyle çarpışmadan, birbirlerinin arasından geçerler. Bununla birlikte gaz ve tozları etkileşime geçerler. Bu da, yıldızlararası ortamın bozulup ve parçalanıp sıkışmış hale gelmesiyle "yıldız doğumları"nın patlak vermesine neden olur. Gökadaların çarpışması birinde ya da her ikisinde ciddi anlamda, çubuk, halka veya kuyruk benzeri eğilip bükülme bozulmalarına yol açar.
İki gökadanın devim nicelikleri yeterince düşük olduğu takdirde, yani birbirlerinin içinden geçmelerini sağlayacak derecede güçlü olmadığı takdirde, etkileşim birleşmeyle sonuçlanır. Bu durumda iki gökada daha büyük bir gökadayı yaratacak şekilde kaynaşırlar. Bu kaynaşma etkinlikleri yeni gökadada her iki gökadanın orijinal biçimlerine kıyasla farklı bir biçimsel yapıyı meydana getirici değişiklikler yaratabilir. İki gökadadan birinin daha büyük kütleye sahip olması halinde, biri diğeri tarafından, deyim yerindeyse, “yutulmuş” olur. Buna "galaktik kanibalizm" adı verilir. Bu tür denk olmayan kaynaşmalarda küçük gökada yırtılır veya tamamen parçalanırken büyük gökada pek fazla bozulmaya uğramaz. İşte gökadamız Samanyolu halihazırda Sagittarius (Yay Takımyıldızı) cüce eliptik gökadasını ve Canis Major (Büyük Köpek Takımyıldızı) cüce gökadasını yutmak üzere "galaktik kanibalizm" sürecinde bulunmaktadır.

Dikkate değer etkileşen gökadalar

Adı
Uzaklık
(milyon 
Iy)
Notlar
Girdap Gökadası (M51)
SAc (SB0-a)
37
+8.4
Birincil olarak uydu ile etkileşim
NGC 2207 ve IC 2163
SAc/SAbc
114
+11
Çarpışmada birinci evre
Fare Gökadaları (IC 819/20)
S0/SB(s)ab
300
+13.5
Çarpışmada ikinci evre
NGC 1097
SB(s)bc (E6)
45
+9.5
Birincil olarak uydu ile etkileşim
Antenler Gökadası (NGC 4038/9)
SAc/SBm
45
+10.3
Çarpışmada üçüncü evre
NGC 520
S
100
+11.3
Çarpışmada üçüncü evre

Samanyolu ile Andromeda'nın gelecekteki çarpışması

Gökbilimciler, bizim gökadamız Samanyolu ile Andromeda gökadasının yaklaşık olarak 2 milyar yıl sonra çarpışacaklarını tahmin etmektedirler. İki sarmal gökadanın birleşerek büyük bir eliptik gökada oluşturacakları tahmin edilmektedir.

Ayrıca bakınız



Armadillo

Armadillo ya da yaygın adıyla tatu, ana yurdu Güney Amerika olan plasental memelidir.
Ortalama 75 cm. uzunluğundadır. Armadilloların vücudu bir tür zırhla korunur (ismini de İspanyolcada zırhcık anlamına gelen kelimeden alır), bu özelliğiyle tesbih böceğine benzerler. Temel yiyeceği böceklerdir. Yiyecek bulmak için toprağı kazarlar, koku alma duyuları çok geliştiğinden böcekleri bulabilirler. Toprağı kazarken çok hızlı davranır ve bu süre içinde burunları toprak ile temas hâlinde olduğundan nefesini tutarlar.
Armadilloda yumurtalıklarda yalnız bir tane yumurta oluşmasına rağmen üreme olayları sonucunda dört tane yavru meydana gelir. Armadilloların bir defada 4 yavruları olur. Bu olay bir annenin her defasında tek yumurta dördüzleri doğurmasına benzer ve 4 yavrunun da cinsiyetleri aynıdır. Ayrıca yapay besiyerlerinde üretilemeyen cüzzam etkeninin (M. leprae) üretilmesinde kullanılır.


Güncel medyada

Armadillo, Brezilya'da yapılacak olan 2014 Dünya Kupasının maskotu olarak belirlenmiştir. Armadillo'nun maskot olarak çizimine ise "Fuleco" adı verilmiştir.

Sınıflandırma

Takım CINGULATA
  • FamilyaPampatheriidae
    • Cins Machlydotherium
    • Cins Kraglievichia
    • Cins Vassallia
    • Cins Plaina
    • Cins Scirrotherium
    • Cins Pampatherium
    • Cins Holmesina
  • Familya Glyptodontidae
    • Cins Doedicurus
    • Cins Glyptodon
    • Cins Glyptotherium
    • Cins Hoplophorus
    • Cins Panochthus
    • Cins Parapropalaehoplophorus
    • Cins Plaxhaplous
  • Incertae sedis: Pachyarmatherium
  • Familya Dasypodidae: tatugiller
    • Alt familya Dasypodinae
      • Cins Dasypus
        • Dokuzkemerli Tatu, Dasypus novemcinctus
        • Yedikemerli Tatu, Dasypus septemcinctus
        • Güney Uzunburun Tatusu, Dasypus hybridus
        • Llanos Uzunburun Tatusu, Dasypus sabanicola
        • Büyük Uzunburun Tatu, Dasypus kappleri
        • Tüylü Uzunburun Tatu, Dasypus pilosus
        • Yepes Tatusu, Dasypus yepesi
        • Şirin tatu, Dasypus bellus
    • Alt familya Euphractinae
      • Cins Calyptophractus
        • Dev Peri Tatu, Calyptophractus retusus
      • Cins Chaetophractus
        • Cırlak Peri Tatu, Chaetophractus vellerosus
        • Büyük Peri Tatu, Chaetophractus villosus
        • And Peri Tatusu, Chaetophractus nationi
      • Cins Peltephilus
        • Boynuzlu Tatu, Peltephilus ferox
      • Cins Chlamyphorus,
        • Pembe Peri Tatu, Chlamyphorus truncatus
      • Cins Euphractus
        • Altıkemerli Tatu, Euphractus sexcinctus
      • Cins Zaedyus
        • Piçi, Zaedyus pichiy
    • Alt familya Tolypeutinae
      • Cins Cabassous
        • Kuzey Tüysüzkuyruklu Tatusu, Cabassous centralis
        • Chaco Tüysüzkuyruklu Tatusu, Cabassous chacoensis
        • Güney Tüysüzkuyruklu Tatusu, Cabassous unicinctus
        • Büyük Tüysüzkuyruklu Tatu, Cabassous tatouay
      • Cins Priodontes
        • Dev Tatu, Priodontes maximus
      • Cins Tolypeutes
        • Güney Üçkemerli Tatusu, Tolypeutes matacus
        • Brezilya Üçkemerli Tatusu, Tolypeutes tricinctus

Çekirge

Çekirge, düz kanatlılar (Orthoptera) takımından Caelifera alt takımının sıçrayıcı üyelerine verilen genel ad.
Anadolu'da çekirgeler türlerine göre, 4-5 cm arasında değişen büyüklüklerde yaşamaktadır. Bilinen en küçük çekirge türü 2 cm olup şimdiye kadar tespit edilen en büyük çekirgelerin boyları 20 cm kadar olup, özellikle göçmen çekirge türlerinin diğerlerine göre 5 - 10 cm daha büyüktür. .
Çekirgeler, özellikle sıcak çöllere yakın yerlerde (Akdeniz çevresindeki bölgeler, Kuzey Amerika ve Arjantin'in orta kesimi, Asya ve Afrika çöllerine yakın bölgeler) tarıma büyük zarar verir. Türkiye'de çekirgeden zarar gören kesimler Güney Anadolu ve Trakya'dır. Çekirgeler zengin bitki örtülü ülkelere yaptıkları dehşet verici göçlerleünlüdür. Kümeler halinde bırakılan yumurtalardan ilk yağmurlardan hemen sonra çıkan kanatsız çekirge yavruları büyük topluluklar halinde bitkilere saldırır. Yavrular erginleşip kanatlanınca göçün hızı daha da artar: karabulut gibi göç eden çekirge sürüsü indiği yerdeki bitkileri kısa sürede yer ve bitirir. Sıcak mevsimin sonunda dişiler bulundukları yerde yumurtlar; daha sonra erginler kalabalık topluluklar halinde ölür ve bu defa da cesetleri hastalıklara yol açar.
Çekirgelere yapılan savaş çeşitli etmenlere bağlı olarak değişir: çekirge sürüsünün büyüklüğü, göç biçimi, sürüyü oluşturan bireylerin erişkin olup olmamaları vb. Günümüzde, yere konmuş çekirgelerin silindirle ezilmesi, gürültü yapılarak ya da yumurtaların yakılması ya da üzerine kaynar su dökülmesi gibi yöntemlerin yanı sıra çekirgeleri yok etmede böcek öldürücü ilaçlar da kullanılmaktadır.

Sınıflandırma

Üst familya:Tridactyloidea
  • Cylindrachaetidae
  • Ripipterygidae
  • Tridactylidae
Üst familya: Tetrigoidea
  • Tetrigidae
Üst familya: Eumastacoidea
  • Chorotypidae
  • Episactidae
  • Eumastacidae
  • Euschmidtiidae
  • Mastacideidae
  • Morabidae
  • Proscopiidae
  • Thericleidae
Üst familya: Pneumoroidea
  • Pneumoridae
Üst familya: Pyrgomorphoidea
  • Pyrgomorphidae
Üst familya: Acridoidea
  • Acrididae
  • Charilaidae
  • Dericorythidae
  • Lathiceridae
  • Lentulidae
  • Lithidiidae




  • Ommexechidae
  • Pamphagidae
  • Pyrgacrididae
  • Romaleidae
  • Tristiridae
Üst familya: Tanaoceroidea
  • Tanaoceridae
Üst familya: Trigonopterygoidea
  • Trigonopterygidae
  • Xyronotidae


30 Kasım 2014 Pazar

Kral Kobra

Kral kobra (Ophiophagus hannah, Naja bungarus olarak da bilinir), dünyanın en uzun zehirli yılanı.Uzunluğu 6.7 metreye ve ağırlığı da 9 kilograma kadar çıkabilir. Bu tür Güneydoğu Asya'dan Hindistan'a kadar çok geniş bir yaşam alanına sahiptir. Kral kobranın cins ismi olan Ophiophagus "yılan yiyici" anlamına gelir. Bu yılanların diyetinde öncelikle, aralarında pitonların ve hatta kendi türünün daha küçük üyelerinin de bulunduğu, diğer yılanlar yer alır. Kral kobralar Hinduizmde yok oluşun ve yeniden oluşumun tanrısı Shiva'nın habercisi olarak görülür.
Kral kobranın zehiri nörotoksiktir (sinir zehiri) ve tek bir ısırıkta bulunan miktarı ile 20 insanı öldürebilecek güçtedir. Öldürücülük oranı %75'e kadar çıkabilir ancak ısırıkların büyük çoğunluğu öldürücü olmayan dozda zehir içerir.
Kral kobralar Elapidae ailesine aittir ve mercan yılanı (Micrurus), dikenli yılan (Acanthophis) ve kara mamba (Dendroaspis polylepis) ile birlikte elapidae ailesinin en iyi bilinen dört türünü oluşturur.

Özellikleri

Kral kobra iri ve güçlü bir yılandır, ortalama olarak 3.6 ile 4 m arası uzunluğa ve yaklaşık 6 kg ağırlığa ulaşır. Erkek kobralar dişilerine göre daha büyük ve daha kalındır. Güney Tayland'ın Nakhon Sritamart Dağlarında fotoğraflanmış kobra 5.6 m ile vahşi yaşamda bu alanda ki rekorun sahibidir. 5,6 m den daha uzun olan yılan Londra Hayvanat Bahçesinde yaşamıştır. II. Dünya Savaşı'nın başlaması üzerine uyutulan bu yılanın boyu 5.7 m olarak ölçülmüştür. Yine de türün tehdit altında olması sebebiyle kral kobraların bu uzunluklara ulaşması çok güçtür.
Derisi zeytin yeşili, güneş yanığı veya siyahtır, soluk yeşil renkli şeritler vücut boyunca uzanır. Karnın alt kısmı krem veya soluk sarı renktedir ve pulları düzgündür.Endonezya'da bulunan türler daha siyah veya koyu kahverengidir ayrıca daha incedir. Çin'de bulunanlar çoğunlukla şeritlidir ve vücutları daha hantaldır. Yetişkin yılanın başı oldukça büyük ve ağır görünebilir buna rağmen bütün diğer yılanlar gibi onlar çenelerini genişleterek avlarını yutabilirler. Kral kobra proteroglyph bir diş yapsına sahiptir, ağzın ön tarafında zehir kanallarının bulunduğu iki küçük zehir dişi vardır. Türün yaşam süresi yaklaşık olarak yirmi yıldır ve her sene yaklaşık otuz santimetre kadar büyüyebilir.

Avlanma biçimi

Diğer yılanlarda olduğu gibi kral kobraların da havadaki kimyasal bilgiyi (koku) alan ve onu ağzın üst bölümünde bulunan Jacobson organına ileten çatallı dilleri vardır. Yılan potansiyel bir yemeğin kokusunu hissettiğinde, avının yönünü belirleyebilmek için dilini hızlıca hareket ettirmeye devam eder. Yılan ayrıca keskin görme yeteneğine (kral kobralar neredeyse 100 m uzaklıktaki hareket eden bir avın yerini algılayabilir), titreşimi algılamadaki zekasına ve hassasiyetine güvenir. Zehirin enjekte edilmesinden sonra kral kobra avını yutmaya başlar, bu durumda zehirin etkisiyle avın sindirimi de başlamıştır. Kral kobralarda sabit çene kemikleri yoktur. Bunun yerine çene kemikleri aşırı dercede esnek bağlar ile birbirlerine bağlıdır, böylece alt çene kemiklerinin birbirinden bağımsız bir şekilde hareket edebilmesine olanak sağlanır. Bütün yılanlarda olduğu gibi kral kobralarda avını bütün olarak yutar. Çenesinin genişlemesi sayesinde kobra kafasından daha büyük avları kolayca yutabilir.

Diyet

Kral kobranın diyetinin büyük çoğunluğunu diğer yılanlar oluşturur. Diyet, piton gibi zehirli olmayan yılanları ve kraitler ve Hint kobralarının da dahil olduğu zehirli yılanları kapsar. Yiyeceğin seyrek olduğu zamanlarda kral kobralar, kertenkeleler, kuşlar ve kemirgenler gibi küçük omurgalılarla beslenebilir. Metabolizmalarının yavaşlığından dolayı kral kobralar büyük bir yemekten sonra aylarca avlanmadan yaşayabilir.

Savunma

Eğer bir kral kobra firavunfaresi gibi nörotoksine karşı direnç gösterebilen doğal yırtıcılardan biri ile karşılaşırsa genellikle kaçmayı dener. Eğer işe yaramaz ise kaburgalarını genişletip vücudunun üst kısmını düzleştirerek kendine özgü şeklini alır ve yüksek perdede tıslama sesi çıkarır, bazen ağzı kapalıyken saldırma numarası yapar. Bu gayretler genellikle işe yarar, özellikle kral kobranın diğer avlara oranla çok daha tehlikeli olduğu anlaşıldığında.

Deri değişimi

Bütün yılanlar gibi kral kobraların da derileri değişir. Deri değişimi yetişkinler için yılda altı kere yavrular için de ayda bir kere tekrarlanır. Derinin soyulmaya başlaması için kral kobralar pürüzlü yüzeylerde sürünerek değişim sürecini hızlandırırlar ayrıca eski kaşıntılı derini ayrılabilmesi için bol miktarda su içerler. Deri dökümü yılanın göz çevresini de kapsar bu durumda kral kobralar yaklaşık on gün yarı kör bir halde bulunur. Bu deri dökümüne rağmen yılanın pul sayısı ve onların düzeni bütün yaşam boyunca hep aynı kalır.

Zehir

Kral kobra zehirinin büyük bölümü proteinlerden ve polipeptitlerden oluşur. Zehir hayvanın gözlerinin hemen arkasında bulunan tükürük bezlerinde (diğer zehirli sürüngenlerde de olduğu gibi) oluşturulur. Yılan avını ısırdığında 8-10 mm olan dişleri ile yaradan içeri zehir enjekte eder. Kral kobranın zehiri Hint kobrası gibi bazı diğer zehirli yılanlara göre daha az toksiktir, buna rağmen büyüklüğü sayesinde diğerler yılanların büyük bölümüne oranla daha fazla zehir enjekte edebilir. Bir kral kobranın sebep olduğu ısırık büyük bir asya filini eğer gövdesinden ısırılmış ise üç saat içinde öldürebilir.
Kral kobranın zehiri öncelikli olarak nörotoksiktir, böylelikle kurbanın merkezi sinir sistemine saldırır ve çabucak şiddetli bir acıya, bulanık görüş, vertigo, uyku hali ve felce sebep olur. İlerleyen dakikalarda,kardiyovasküler çöküş meydana gelir ve kurban komaya girer. Sonrasında solunum yetmezliği ile birlikte ölüm meydana gelir. Özellikle kral kobra ısırıklarına müdehale edebilebilmesi için yapılmış iki çeşit panzehirvardır. Bunlardan birini Tayland Kızılhaç'ı bir diğerini Hindistan Merkezi Araştırma Enstitüsü imal eder, ancak her iki panzehir de düşük sayılarda üretildiği için geniş ölçüde yeterli değildir.
Korkunç şöhretlerine ve ölümcül ısırıklarına rağmen kral kobralar çekingen ve kapalı hayvanlardır, insanlarla karşılaşmaktan mümkün olabildiğince kaçınırlar. Bu tür içinde Naja kaouthia, Russell engereği (Daboia russelii), pama (Bungarus fasciatus) gibi kral kobradan çok daha ölümcül ısırıklara sebep olan yılanlar bulunur.
Myanmar'da kral kobralar sıklıkla kadın yılan oynatıcıları tarfından kullanılır. Oynatıcılar genellikle içinde yılan zehrinin de bulunduğu mürekkeple üç piktogramlı dövme yaptırırlar (bu batıl inanca göre dövme oynatıcıyı yılana karşı korur). Gösterinin sonunda oynatıcı yılanı başının üstünden öper.

Üreme

Kral kobra yaklaşık olarak dört yaşına geldiğinde üremeye başlar. Çiftleşme mevsimi Ocak ayıdır. Erkek kral kobralar, birbirleriyle güreşerek dik bir şekilde durmaya çalışırlar. Diğerinin başını yerde tutmayı başaran yılan bu törensel savaşın galibi olur. Bu mücadelenin maksadı çiftleşme ve bölgesel hakların egemenliğine sahip olmaktır. Kral kobralar her yıl çiftleşir. Erkek yılan vücudunu dişinin üzerinde kaydırıp onu cinsel birleşme için ayartır. Dişi yılan spermleri depolayabilir, bu durumda iki üç sene boyunca yeniden çiftleşmesi gerekmez.
Yumurtlamadan önce dişi, dalları, dökülmüş yaprakları ve benzer bitkileri bir araya getirerek yumurtaları için bir yuva inşa eder. Kral kobra bilindiği kadarıyla yuva yapan tek yılandır. Sonuçta yuva basit bir küme veya alt bölümünde dişi ve elli yumurtanın yer aldığı ve üst bölümde yığının yer aldığı ayrıntılı iki sıralı bir yapıdan oluşabilir. Dişi kuluçka dönemi boyunca 60, 80 gün kadar yuva üzerinde kalır, erkek de yavrular ortaya çıkıncaya kadar yuva etrafında kalmaya devam eder. Yeni doğmuş yavrular 45, 50 cm uzunluğundadır ve siyah, beyaz şeritlere sahip olur. Yavruların zehirleri erişkin bir kobranınki kadar güçlüdür